Sözlükte "barış" ne demek?

1. Savaşsızlık, savaşmama durumu, birbiriyle iyi geçinme durumu, sulh.
2. Barışmak eylemi.
3. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.

Cümle içinde kullanımı

Devlet işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.
- Anayasa

Barış kelimesinin ingilizcesi

[Baris] adj. peace
n. peace, reconciliation, concord
v. make peace, smoke the peace pipe, kiss and make up, make one's peace with; reunite

Barış nedir? (Felsefe)

Politika’ nın kabul ettirilmesinde ve uygulanmasında halklar ve devletler arasındaki ilişkilerin, savaşı dışta bırakan bir durumu. Uzlaşmaz çelişkiler barındıran sınıflı toplumlarda ülke içindeki sınıf uzlaşmazlıkları, diğer ülkelere karşı düşmanlıklara dönüşebildiği için, bu ülkelerde barış durumu savaşlarla sık sık kesintiye uğrar. Egemen sınıflar, kendi politikalarını uygulayabilmek için her türlü şiddet aracına başvururlar.

Kapitalist ülkelerin eşit olmayan gelişimi nedeniyle, dünyanın yeniden paylaşımının ikide birde gündeme geldiği emperyalizm aşamasında, savaş, dünya savaşma, insanları, kentleri, uygarlıkları hunharca yok eden toplu kırıma dönüşür.

Günümüzde dünya sosyalist sisteminin SSCB’ nin önderliğinde güçlenmesine rağmen, insan toplumunun --tabi olduğu yasal düzenliliklerin kaçınılmaz sonucu olarak-- sosyalist topluma ve komünist topluma geçmesini önlemek için, sosyalizmi ve ulusal kurtuluş hareketlerini engelleme politikası uygulayan ve bu yolda her çareye başvuran emperyalizm tarafından, barış sürekli olarak tehdit altında tutulmakta ve yer yer bozulmaktadır.

Barış, ancak üretim araçlarının özel mülkiyetine ve sınıf uzlaşmazlıklarına yer vermeyen bir toplumda kalıcı olarak sağlanabilir. Barış, sosyalizmin ve komünizmin özünde vardır bu sosyo-ekonomik kuruluşlarda barış, halklar ve devletler arasındaki ilişkilerin temel ilkesidir. İçinde yaşadığımız dönemde, barış savaşımının kapsamı ve içeriği büyük ölçüde değişmiştir. Emperyalizmin savaş politikası ile, barış için savaşım veren halklar arasındaki uzlaşmaz çelişki, gitgide halk kitlelerinin, gerek emperyalist ülkelerde emperyalizme karşı direnmelerine, gerekse sosyalist ülkelerde ve bağımsızlığını yeni kazanmış ulusal devletlerde emperyalizmin silahlanma ve savaş politikasına karşı yoğun bir karşı-kampanyaya geçmelerine ve direnmelerine yol açmaktadır.

«Gelecekte de anti-emperyalist güçlerin ortak eylemlerinin düğüm noktası, yeryüzünde savaş tehlikesine, halkların kitle halinde kırımına yönelik bir nükleer savaşa karşı, barış için savaşım olacaktır. » (Komünist ve İşçi Partileri 1969 Moskova Uluslararası Danışma Toplantısı ana belgesi).

SBKP 24. Kongresinde ilan edilen barış içinde yan yana yaşama programı, gerek SSCB ve sosyalist devletler topluluğunu oluşturan diğer ülkeler, gerek kapitalist ülkelerin komünist ve işçi partileri, gerekse dünya çapındaki barış hareketi tarafından desteklenmiş ve adım adım gerçekleşme yoluna girmiştir. Sosyalist sistemin doğup güçlenmesiyle birlikte, barışsever tüm insanların ortak savaşımı sayesinde, dünya savaşını toplumsal yaşamdan silip atmak olanağı doğmuştur. Bunun koşulu, sosyalizmin güçlenmesi ve barışsever tüm güçlerin birlik ve dayanışma içinde hareket etmesidir: çünkü emperyalizm var olduğu sürece bir dünya savaşı olasılığı da her zaman var olacaktır.

Sosyalist devletlerin politikası, «ekonomik sefalet ve politik çılgınlıklar içindeki o eski toplumun tam tersine, her ulusta aynı ilke-çalışma- egemen olacağı için, yalnızca işçi sınıfı, uluslararası ilkesi barış olacak» bir toplum düzenini kurma «yeteneğine sahiptir»(Marks).

Savaş burjuva ideologlarının inandırmaya çalıştıkları gibi, insanın mayasında var olan bir şey olmayıp, üretim araçlarının özel mülkiyetinden ve sınıf ayırımından kaynaklanan toplumsal ilişkilerin bir dışavuruma biçimidir.

İnsanlığın günümüze kadar ulaşan en eski barış tasarıları göstermektedir ki, insanların barış özlemleri, savaşların kesildiği dönemlerde yok olup gitmemekte, barış özlemi, aynı zamanda savaşı doğuran toplumsal ilişkilere karşı bir protesto biçiminde ortaya çıkabilmektedir. Eski Yunan felsefesinde ve edebiyatında barış ve insanlık fikirleri, bir bütünlük oluşturacak şekilde birleştirilmişlerdir. Barışı, insanlığın normal durumu olarak gören bu olumlu anlayış, sınıflı toplumların tarihinde de nüve halinde korunagelmiş bir düşüncedir. Burjuvazinin yükselme döneminde, onun ideologları, halk kitlelerinin barış yönündeki çabalarına yeni manevi ve politik dayanaklar sağlamışlardı. İnsanın mantığına, onuruna ve özgürlüğüne yönelik olan ve barış fikrini, hümanizmayla ve hoşgörüyle, bütün insanlığın özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği fikirleriyle birleştiren yeni hümanizma idealinin gerçekleştirilmesi, feodal toplumun ortadan kaldırılmasını gerektirdi. İşçi sınıfının toplumsal bir sınıf olarak ortaya çıkmasıyla birlikte, barış savaşımı da maddi bir toplumsal güç kazandı. İşçi sınıfı ve onun Marksçı-Leninci partisi pratik barış savaşımı içinde, barışsever tüm insanların birliğini gerçekleştirmektedir. Geçen yüzyıl içinde tarih bir kez daha kanıtlamıştır ki, barış savaşımı, işçi sınıfının sosyalizm doğrultusunda yürüttüğü savaşımdan ayrı olarak hiç bir etkiye sahip değildir.

Yorumlar

Bu sayfa ait yorum bulunamadı. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum ekle

Vazgeç